www.KATREFM.com

Biz KiMiZ ! ! !

Biz KiMiZ ! ! !
Katre

BiZ KiMiZ ! ! !

4 Aralık 2009 Cuma

Siyah LALE

Hayatı zıt boyutta ve tersinden yaşamak gibi bir şey. Peki bu mümkün müdür? Sevgilinin kimliğine bağlı olarak, evet! .. Sevgili Allah olunca elbette! ...
Tasavvufta Lalenin Anlamı
Aşkımdan pürsafâyımdır sanırsın belki bu demler ... Aşkın neşvesi olmaz, Lâle; Eğlâl ,,,,,Leyli; Leylâ olmadan Ey güzel...
Lalenin Osmanlılar tarafından çok sevilmesi sadece çok güzel bir çiçek olmasından dolayı değil. Arapça harflerle yazıldığında Lale kelimesi ile Allah kelimesinde aynı harfler kullanılıyor. Bir de Arap harfleriyle yazılan Laleyi tersten okursanız Hilal kelimesi ortaya çıkıyor,
Lâlenin Harfi manası "Hilal" e de ulaşmaktadır. Onlar semâdaki hilâlin parıltılarıyla yol alır, yıldızlarla semaya dururlar. Bir semâzenin tr Makro hâlidir, hilâli çevreleyen yıldızlar ...

Lâlenin hesabı 66'dır ebced. Altmış altı "elhamdülillah" bir denk gelir. Onlar o hayret makamının coşkusuyla yaşadığı istiğrak hâline hamdederek "elhamdülillah" derler.
Lâlenin içi kömür gibidir. Ancak Dıştan görünmez. Dışı ise içinin tam tersine pasparlak, canlı ve ruha sekînet verici bir görünüme sahiptir. Onun bu hali Tıpkı bağrı yanık bir dervişin mütebessim LOKMAN hâleli yüzüne benzer.

Gerçek lâlelerin hepsinde renkli altı yaprak bulunur. Bu ise İmanın altı nû »runun libâsına bürünen dervişin îmân ve ihsan potasında erimesi ve daha sonra bu Nurun şualarıyla derinden bir yanışa gark olmasının da bir simgesidir.
Bununla beraber Kur'ân-ı Kerîm'in (aynı zamanda Fâtiha süresinin) altıncı âyeti de "Bizi dosdoğru yola (Sırat-ı Müstakîm'e) İlet" ayet-i kerimesidir. Bu ayet aynı zamanda bir dua Vasfi taşımaktadır.

Lâlenin renkli yapraklarının yukarıya doğru olması da Tıpkı bir dervişin dua edişindeki edâyı andırır. Zira derviş bu hal ile Sırat-ı müstakîm üzere olmayı, yani istikâmete ermiştir noktalarını törpüleyerek hakîkate etmiş ve ifrat-tefrit murad. Tıpkı ve lâlenin derûnundaki siyahlığı göstermemesi gibi o da içinde yaşadığı Yanis halini gizlemiş ve kendine her nazar edene o güzel rengini sunarak ona ferahlık vermiştir. Nitekim lâlenin en revaç bulduğu dönemlerden biri olan Osmanlılar zamanında ona, "ferâhâver (ferahlık veren)" denmiştir. Işte bu vasıflarla vasıflanan derviş de Tıpkı lâlenin bu adını alarak etrafına letâfet ve zerafet saçmış, gönüllere âb-ı hayat sunmuştur. Hulasa; lâlenin eğlâl oluşu, Lâlenin Hakîkat deryasına dalış hâlidir.

Leyl; gece demektir. Gece sevda demektir. "Sevda" nın asıl manası "siyah" tır. "Siyah Lale" diye bir şey yoktur. Gerçekte bunlar çok ama çok koyu mor lalelerdir
Gece kıymet bilene "kara sevda" nın yaşandığı ânlardır. Eğer sen geceyi kopkoyu bir boşluk olmaktan çıkarmak istersen, gönüldeki yârları ve ağyârları yok etmelisin! Işte o zaman her yer sana Ayan olur. Sanırsın ki gece bitmiş de gündüz oluvermiştir. Böylece fani Muhabbetler silinerek kalb sevdanın deryâsının derinliklerinde yolculuğa çıkmıştır. Burada bahsedilen "Leylâ" temsili olup, asıl kasdedilen "Mevla" dır. Her yerin Ayan oluşuyla kalb KAİNATIN esrârını okuyucu ve alıcı bir hâle gelir. Ve Cebrâil'in "Oku" emrini müteâkiben örtüsüne bürünen ürkek yürek, artık serpilip açılır her yanda Leylâ'yı "Mevla" görür hâle gelir ve.

Ey Gönül! Canına üflenen nefhayla yan da kavrul! Amma Lâle gibi ol ki, halinden sadece "Yar" haberdar olsun. Öyle ki, Efendimiz-sallallahu aleyhi ve sellem-ümmeti için gönlü onu lahzâ beşûş (mütebessim) idi ... yüzü, hüzne gark olurken dahi daim

0 yorum: